Partner aramanın yaygın bir yolu haline gelen çevrim içi flört uygulamaları romantik partnerletanışma sürecini önemli ölçüde değiştirdi. Araştırmalar bu uygulamaların “erişim, iletişim ve eşleştirme” imkânı sunması bakımından geleneksel flörtten daha üstün olduğu gösteriyor. Ancak bu uygulamaların bazı handikapları olduğunu da unutmamak gerekir.
Çevrim içi flörtün geleneksel flörte göre önemli avantajlarından biri “erişim” özelliğidir. Uygulamayı kullananlar başka türlü karşılaşma olasılığı düşük olan partnerlerle karşılaşıp, bu partnerleri değerlendirme fırsatı yakalayabilir.
Bir diğer avantajı partner adayları ile yüz yüze görüşmeden önce uyumlu olup olmadıklarına dair ilk izlenimi elde etmek için internet aracılığı ile “iletişim” kurabilme fırsatını ifade eder.Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu düşünürsek önemli bir avantaj diyebiliriz.
Bu uygulamaların belki de en önemli üstünlüğü birinin romantik kaderini aile üyelerinin veya arkadaşların bir partnerin sizinle ne kadar uyumlu olduğu konusundaki sezgilerine bırakmak yerine matematiksel bir eşleştirme algoritmasına bırakmasıdır.
Ancak bu uygulamaların iletişim ve eşleştirme özelliği her zaman işe yaramaz. Bu tarz bir eşleştirme uyumluluğu anlamak için gerekli olan sosyal etkileşim sırasındaki deneyimleri yakalayamaz. Yüz yüze karşılaşmanın deneyimsel zenginliğinden yoksundur.
Bu dezavantajına ek olarak, büyük bir aday havuzuna hızlı erişim, sadece değerlendirme ve elemeye yönelik bir anlayış ortaya çıkarabilir. Bu da uygulamayı kullananların potansiyel partnerleri nesneleştirmesine yol açabilir. Hatta adaylardan birine bağlanma isteğini baltalayıp sürekli değerlendirme aşamasında kalmasına neden olabilir.
Bir başka dezavantaj partner adayı ile görüşme öncesinde çevrim içi ortamda iletişim kurmak bir yandan avantaj sağlasa da diğer taraftan romantik beklentilere zarar verebilir. İnsanlar özellikle çevrim içi ortamda mevcut ipuçlarını aşırı yorumlama eğilimindedir. Bu yorumlamalar her zaman gerçekçi olmayabilir.
Eşleştirme avantajıyla ilgili ise “eşleştirme sitelerinin matematiksel algoritmaların” işe yaradığına dair hiçbir ikna edici kanıt bulunamamıştır. İki adayın benzerliğine göre yapılan eşleştirmelerin işe yaramadığı, benzer olmanın ilişkinin başarısını sanıldığı kadar etkilemediği görülmüştür.
Ayrıca bu siteler, iki partnerin zaman içinde nasıl büyüyüp olgunlaşacağını, hangi yaşam koşullarıyla karşılaşacaklarını, gelecekte sergileyecekleri başa çıkma davranışlarını ve etkileşim dinamiklerinin nasıl ilerleyeceğini bilmek konusunda zayıftır.
Özetle iki kişiyi birbirlerinden haberdar olmadan önceki bilgilere dayanarak eşleştirmeye çalışan herhangi bir eşleştirme algoritmasının, ilişki doyumu gibi uzun vadeli bir sonuç hakkında tahminde bulunması zordur. Ancak olası partnerlere erişim imkânı sağlaması bakımından avantajlı olduğu söylenebilir.
Psikolog Doktor Rukiye Köroğlu